28/08/2008, 13:08
İstanbul
İstanbul
Uzun zamandır windows kullanıyorum. Üniversite okurken tanışmıştım bilgisayarla. Fakülteye doğru dürüst gitmeyen ben bilgisayar odasının açılması ile sabah erkenden yollara düşer akşamda en son çıkan biri olmuştum. İstanbula müthiş bir kar yağıp okulların 15 gün tatil olduğu günün sabahında bile düşmüştüm yollara... Otobüsler çalışmıyor! Olsun... Otostopla başlayan, dolmuş, yaya devam eden bir yolculuk sonucunda fakülteye varmıştım. Ve kapalıydı... Kimsecikler yoktu... Dönüş yolunu is tamamen yürüyürek aldım. Ayakkabılarımın (evet bot değil normal bildiğiniz ayakkabı) içi tamamen kar suyu olmuştu... Düşündüğüm tek şey vardı.. Yurda gideceğim, ayakkabılarımı, çoraplarımı çıkaracağım bir sıcaklık yayılacak ayaklarımdan yukarıya doğru ve uzanıp ranzama uyayacağım... İşte Maslaktan Feriköye yürürken bütün bir yol boyunca aklımda sadece bu görüntü vardı...
Sonraki 15 gün geçmek bilmemişti... Bilgisayarlardan sanırım hayatımda, tanıştıktan sonra uzak kaldığım en uzun süreydi bu... Bilgisayar dediğimde berbat bir işletim sistemi hewlet-packard'ın bir modeliydi. 3.5" disket sürücüsü olan. Bir yıl kadar sonra Fransız malı Goupil diye monitörüne kadar simsiyah ama gerçek anlamda pcler geldi... Üzerlerinde harddisk, 5.25" sürücü ve windows 1.1 vardı:)
Hiç unutmam kurcalarken, dalgınlık işte windows ayarlarından fontları ve zemini siyah yapmışım... Ekran zaten siyah beyaz... Windows'u, o günkü bilgimle kullanılmaz hale getirmem ilk kez böylece olmuştur...
Sonra yıllarla birlikte windows ve microsoft programları çok ama çok yol katettiler... Excel'i 1.0 versionunu düşünüyorumda. Bir sheet'te ancak 4 çeşit font kullanabiliyordunuz örneğin.
Değişmeyen tek şey yıllarla birlikte benim de kullandığım windows'ları göçürme becerimdir... En son iki gün önce başardım. Nasıl yaptım bilmiyorum... Valla ben bir şey yapmadım:)))
Neyse... Bu çok uzun birlikteliği bitirdim dün... Artık Ubuntu kullanıyorum... Bir linux dağıtımı... Biraz uğraştırdı başta ama olsun... En sevdiğim özelliği Synaptic denen paket yönetim programı bana şu program lazım diyorsunuz hemen seçenekleri söylüyor işaretleyip kur diyorsunuz indirip, kurup kullanıma hazır hale getiriyor... Üstelik programlarda genelde bedava...
Yaşasın Ubuntu!!!
Sonraki 15 gün geçmek bilmemişti... Bilgisayarlardan sanırım hayatımda, tanıştıktan sonra uzak kaldığım en uzun süreydi bu... Bilgisayar dediğimde berbat bir işletim sistemi hewlet-packard'ın bir modeliydi. 3.5" disket sürücüsü olan. Bir yıl kadar sonra Fransız malı Goupil diye monitörüne kadar simsiyah ama gerçek anlamda pcler geldi... Üzerlerinde harddisk, 5.25" sürücü ve windows 1.1 vardı:)
Hiç unutmam kurcalarken, dalgınlık işte windows ayarlarından fontları ve zemini siyah yapmışım... Ekran zaten siyah beyaz... Windows'u, o günkü bilgimle kullanılmaz hale getirmem ilk kez böylece olmuştur...
Sonra yıllarla birlikte windows ve microsoft programları çok ama çok yol katettiler... Excel'i 1.0 versionunu düşünüyorumda. Bir sheet'te ancak 4 çeşit font kullanabiliyordunuz örneğin.
Değişmeyen tek şey yıllarla birlikte benim de kullandığım windows'ları göçürme becerimdir... En son iki gün önce başardım. Nasıl yaptım bilmiyorum... Valla ben bir şey yapmadım:)))
Neyse... Bu çok uzun birlikteliği bitirdim dün... Artık Ubuntu kullanıyorum... Bir linux dağıtımı... Biraz uğraştırdı başta ama olsun... En sevdiğim özelliği Synaptic denen paket yönetim programı bana şu program lazım diyorsunuz hemen seçenekleri söylüyor işaretleyip kur diyorsunuz indirip, kurup kullanıma hazır hale getiriyor... Üstelik programlarda genelde bedava...
Yaşasın Ubuntu!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder