21 Ağustos 2008 Perşembe

Yabancılaşma

19 Ağustos 2005, istanbul
Canım sıkkın bu günlerde...

Ne zaman yolculuğa çıksam bir daha geri dönmeyecekmişim gibi bir his kaplar içimi. Her yolculuk bir yazı tura oyunu sanki. Ve şimdiye kadar hep yazı dedim, o da yazı geldi. Her yazı ise yazı-tura havuzundan bir rakam daha eksiltti. Her yazıya sevinirken ister istemez turaların artışı geldi gözler önüne.

İnsanlar sonucunda ortaya çıkabilecek durumlardan hoşnut olmadıkları bazı şeyleri bile bile niye yapar?

Düşme tehlikesi varken neden uçağa biner mesela? Kaza tehlikesi varken neden araba veya daha korumasız olan Motorsiklet kullanırlar? Hadi motorsiklet kullanır neden kask takmazlar? Neden en ufak bir hatanın bize bağlı veya değil bizi oldüreceğini bile bile 200 km/s gibi veya ötesi hızlara çıkarız? Neden sigara içeriz? Neden soruları o kadar çoğaltılabilir ki.

Geçen gün bir arkadaşımla telefonda konuşurken dank etti. Çünkü yabancılaşırız. Yabancılaşamasak bu işlerin hiç birini yapamayız. Hatta yatağımızdan bile çıkamayız belki. Yabancılaşmak? Ölenler, yaralananlar, düşen uçak, kaza yapan araç. Bunlar bizim başımıza gelmez. Biz dikkatliyizdir, biz iyiyizdir. Bu olaylar bizim yaşam alanımızın dışından sanki bize sunulan haberlerdir sadece. Yaşanmışlıkları gerçeklikleri tartışılan. Bize uzak. Ama ne zamanki bir yakınımız veya kendimiz aynı şekilde konu olursak, olayın yabancısı değil de öznesi olursak durum ciddileşir.

Canım sıkkın bu günlerde...

Hiç yorum yok: